13 Mart 2013 Çarşamba

Son kemoterapi öncesi

Haftaya Pazartesi (inşallah) son kemoterapimi alacağım. Aylardır beklediğim an yaklaşıyor. Bahar da geldi, sabahları kuş cıvıltılarıyla uyanıyorum artık. Son kemoterapi en zoru olacak ablamın ve diğer yaşayanların söylediklerine göre. Ama son olduğunu bilerek sabretmek daha kolay. Bir hafta – on gün hırpalar beni. Son dansı olacak onun, bütün numaralarını gösterir.

Nisan başında benim için 40 yıllık hayatımın en güzel bahar mevsimi başlayacak. Bundan sonra hayatta en önemli şeyin sağlık olduğunu bilerek yaşayacağım. İnsan sağlıklıyken bunu o kadar kanıksamış yaşıyor ki, sağlıklı olmanın aslında ne kadar büyük bir nimet olduğunu algılayamıyor. Sanki zaten olması gereken birşeymiş gibi...Halbuki sağlıklı geçirdiğimiz her gün bize verilmiş inanılmaz büyük bir hediye.

Adım Adım mail grubundan bir arkadaşa gelen bir mektuptan bazı şeyleri paylaşmak isterim. Mektubu yazan kişi lösemi ile savaşan bir çocuğun annesi. Mektubu paylaşırken "Bu mektubu dilediğinizle paylaşabilirsiniz. Şu an mutlu olmakta zorlanan, sorgulayan herkese faydalı olacaktır :))" notuyla paylaşmış.
 
Mektubun başlığı "Elveda Medicalpark 1009 no.lu oda". Hastaneden taburcu olduklarında yazmış ama ne yazık ki Medicalpark 1009 no.lu oda ile vedalaşamamışlar, geri dönmek zorunda kalmışlar :(

Mektuptaki çoğu şeyi buraya almadım. Annenin yaşadığı zorlukları anlattığı kısımları çıkardım, çok üzücü ve sadece yaşayanın anlayabileceği bir acı. Bu mektuptan hepimizin çıkaracağı ders hayatta sağlıktan başka herşeyin boş olduğu ve bu hayatta en değerli hediyenin bir insana kan ve ilik bağışlamak olduğudur.

Mektuptan alıntılar :


Ama biliyor musun?” (1009 no.lu odaya ithafen yazıyor).”Ben artık seni seviyorum çünkü beni çok değiştirdin. Benden yeni bir anne yarattın. Bu hayatta sağlıktan başka herşeyin boş olduğunu, pekçok şeyin benim elimde olmadığını, bir ailenin sadece akşamları aynı çatı altında olmasının bile ne büyük nimet olduğunu, aslında bir tek steril hastane forması ve terliğiyle aylarca yaşanabildiğini , çeşit çeşit kıyafetlerin giymek için bir neden olmayınca bütün anlamını yitirdiğini, bu hayatta en değerli hediyenin bir insana kan ve ilik bağışlamak olduğunu öğrettin. 
Bizi seven ne çok insan varmış. Ailemiz, arkadaşlarımız ve şirketim bizi öylesine kucakladılar, sevgi mesajları ve hediyelerle moral vermeye çalıştılar ki kendimizi hiçbir zaman yalnız hissetmedik. Hep bildik. Arkamızda bir ordu vardı. Hemen hergün kana ihtiyacımız olduğu dönemde bile hiç umutsuz olmadık. Biliyorduk ki bizim için dostlarımız, hatta onların arkadaşları kuyrukta bekliyordu kanını vermek için. Kimi evindeki piyanosunu gönderdi, kimi şahsen tanışmadığım halde Almanyadaki bir hastaneye gidip Metenin acımasız diyetine uygun özel paket hazırlatıp gönderdi, kimi Mete hastanede sıkılmasın diye kitap,cd, maket, origami vb gönderdi, kimi dünyanın öte ucundan bulunmaz hint kumaşı ilaç, medikal malzeme ve  şifalı yiyecek getirdi, kimi dağ bayır dolaşıp organik gıda topladı, hatta iyileştiğinde yapacağı aktiviteleri bile hazırladı. Umudu olsun diye. Sen bana dünyanın çeşitli yerlerinden yepyeni arkadaşlar verdin. Bizi destek yağmuruna tutan herkes ve bu korkunç canavarla tanışan, savaşan, kazanan anneler, benim artık yeni kardeşlerim. 
Sevgili 1009 nolu oda,
Haydi bize eyvallah. Biz ilik naklimizi olduk. Evimize gidiyoruz. Evet henüz maraton bitmedi biliyorum. Önümüzde uymamız gereken pek çok yasak var. Maske, zaman zaman hastane yatışları, kısıtlı yiyecek, sıfır sosyal hayat, ultra hijyenik ev ortamı, sık sık hastane kontrolleri, yüzlerce tahlil, vb. Ama olsun. Seni özlemeyeceğim ne yalan söyleyeyim. Ancak minnetle anacağım. Hiç aklımdan çıkarmayacağım. Sen benim lösemiyle yolculuk arkadaşımsın. Lütfen bir daha da karşılaşmayalım. Sen artık başka çocuklara şifa ver. Onları sakın üzme. Özellikle lösemiden kurtulmaya çalışan çocukların annelerine iyi arkadaşlık et. Hep mutlu haberlerin verildiği bir oda ol, tamam mı?  Lösemiyle savaşırken umut etmeyi, sabretmeyi, şükretmeyi öğrenmiş bir anne
Günlük hayattaki ufak tefek dertlere takılmadan önce bir durup düşünelim, sağlığımız yerindeyse şükredip bir daha düşünelim gerçekten üzülmeye değer mi diye...
Baharın gelişi kutlu olsun J


4 yorum:

  1. Sanırım şu sıralar son kemoterapinin son etkileri de yavaş yavaş geçiyordur, çok çok geçmiş olsun ve gözün aydın! :) Baharın benim için de keyfini çıkart, bizim yaşadığımız ülkeye öyle uzak ki daha bu bahar dalları....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet,şu aralar son kemoterapi beni son kez hırpalıyor. Birkaç gün daha sabredersem tamamdır :-) Sonra çok beklediğim bahara, bu sefer kıymetini çok bilerek kavuşacağım. Çok teşekkür ederim.

      Sil
  2. Hem sizi hem mektubu hayranlıkla okudum. Sağlık diliyorum öncelikle. İyi dileklerimde olacaksınız artık hep.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim iyi dilekleriniz için. Ben de size öncelikle sağlık, ve de çok güzel bir ilkbahar diliyorum :-)

      Sil