Sıradışı bir deneyim yaşadım geçtiğimiz hafta : Gayrettepe
Metro istasyonunda “Karanlıkta Diyalog”. İstanbul’a geldiğini duyduğumdan beri
gitmek istediğim bir etkinlikti , bitmeden gitmenizi kesinlikle tavsiye ederim. Normalde 20 Haziran’da
bitecek , ancak telaşlanmayın , kısa bir aradan sonra tekrar açılacakmış ,
uzatılmış.
Dünya üzerinde 130 kentte 7 milyondan fazla insana ulaşmış
bir deneyim Karanlıkta Diyalog. Gayrettepe metro istasyonunda, çok geniş bir
alanda, zifiri karanlıkta görme engelli bir rehber eşliğinde hiç görmeden,
baston yardımıyla ve rehberin sesini takip ederek İstanbul’da geçen bir günün 90
dakikasını yaşıyorsunuz : tramvaya biniyorsunuz, markete gidip sebzelere,
meyvelere dokunuyorsunuz, vapura biniyorsunuz, caddelerde karşıdan karşıya
geçiyorsunuz. Parkta dolaşıyorsunuz , apartman kapısına dokunuyorsunuz ,
sinemaya gidiyorsunuz (filmi seyretmiyor, dinliyorsunuz) ve en sonunda bir
kafede içecek siparişinizi verip soluklanıyorsunuz. Bütün bunları tümüyle
karanlıkta, baston yardımıyla , ses takip ederek ve etrafınızdaki nesnelere
dokunarak yapıyorsunuz. Görme dışındaki duyularınızı her zamankinden çok daha fazla
kullanarak.

En başta zifiri karanlıkta, labirent gibi bir alana
dalıveriyorsunuz. Sabah kalkar kalkmaz ilk iş perdeleri sonuna kadar açan ,
sürekli ışıkları açık tutarak karanlığa bir saniye dayanamayan benim için
birdenbire kopkoyu bir karanlığa dalmak başta biraz ürpertici ve
endişelendirici oldu . Solumdaki duvara neredeyse yapışarak ilerlemeye başladım
, neyse ki tedirginliğim kısa sürdü, 5-10 dakika sonra karanlığa alışmıştım.
Rehberler samimi ve sıcakkanlı , güven verici sesleriyle karanlıktan
korkmamanızı sağlıyorlar. Sorduğunuz her soruya sabırla ve samimiyetle cevap
veriyorlar.
Sadece 90 dakikada bile birlikte gittiğiniz arkadaşlarla
aranızdaki bağ kuvvetleniyor sanki. “Sesime doğru gel , burada bank var”
diyerek karanlıkta yolunuzu bulmanıza yardım eden arkadaşınıza her zamankinden
daha büyük bir sevgi ve güven duyuyorsunuz. Ben öyle hissettim en azından.
İnsan yanında sevdikleri olursa karanlığa bile katlanabilir diye
düşünüyorsunuz. Sevgisiz bir ortamda ise gün ışığı altında karanlıklara
boğulabilirsiniz.
Bizim rehberimiz sonradan görme engelli olmuş , nasıl
olduğunu soramadım , kaza diye tahmin ediyorum. Artık göremeyeceği gerçeğiyle
nasıl başettiğini kısaca anlattı bize. Gerçek bir hayat dersiydi. Kendisiyle
nasıl pazarlık ettiğini, görememeye katlanmak için kendisiyle nasıl
uğraştığını , son derece zor bu durumda kendisini nasıl eğittiğini, hayata
nasıl tutunduğunu. Bu nasıl bir azim ve irade diye düşündüm. Sonsuz saygı duydum.
“Karanlıkta Diyalog” ile görememenin, elinizdeki bastonla
ürkek adımlarla ilerlemenin, sesleri takip ederek , el yordamıyla bir yerlere ulaşmaya çalışmanın ne demek
olduğunu kısa bir süreliğine, birazcık da olsa anlar gibi oluyorsunuz. Tabi ki
90 dakikalık bir deneyimle, süre bitince aydınlığa kavuşacağınızı bilerek görme
engellileri tamamen anlamamız mümkün değil. Yine de bu deneyim sonrası daha
çok anlayabiliyorum yaşadıkları zorlukları. Mutlaka gidilesi bir etkinlik.
Kesinlikle tavsiye ediyorum.