Uzun zamandır - daha
doğrusu kemoterapiler bittiğinden beri – kanser illetiyle bir daha uğraşmamak
için kendimi nasıl daha sağlıklı kılabileceğimi araştırıyorum. Aslında hep
bildiğimiz şeyler, sağlıklı – dengeli beslenme , kanserojenlerden uzak durmak,
spor, ve daha pek çok şey. Gerçi gen mutasyonu söz konusuysa sağlıklı yaşamak
için gösterilen özene ve dikkate ragmen kanserin gelmesi mümkün. Yine de
tedbiri elden bırakmamak adına ve herşeyden önce mutluluğun birinci koşulu
olarak sağlıklı olmak için sürekli okuyorum ve araştırıyorum artık. Bu arada
öğrendiklerimden beni en çok cezbeden ve hayatıma çok katkısı olacağına
inandığım transformal nefesten bahsedeyim size.
Transformal Nefes, oksijenin vücutta kesintisiz dolaşımını
sağlayan çok etkili bir nefes tekniği. Hepimiz sürekli nefes alıyoruz tabi ve nefes
almanın öğrenilecek bir şey olması fikri absürd gelebiliyor. Ancak çok azımız
gerçekten derin nefes alıyoruz. Aslında bebekliğimizde derin ve doğru nefes
alırken yaklaşık 3-4 yaşlarında çeşitli sebeplerle arada nefesimizi tutmaya
başlıyoruz , her türlü uyarıda – aman düşersin , ay dikkat elin
yanar, yaklaşma ocağa- gibi. Ve çocukluğumuzdan itibaren, bebekken sahip
olduğumuz derin, bağlantılı nefes alma kabiliyetimizi kaybediyoruz. Evet,hepimiz
nefes alıyoruz tabi. Ancak gerçek şu ki insanların %90'ı, nefes alma
kapasitelerinin sadece %30'unu kullanıyor. Kısıtlı nefes alışkanlığı hücre
sağlığı için gerekli oksijenin vücuda alınımını ve dolaşımını engelliyor.
Nefes açılıp dengelendiğinde artan oksijen miktarıyla birlikte
bağışıklık sistemi de yenileniyor ve güçleniyor. Doğru nefesle alınan yeterli
oksijen daha fazla enerji, daha sağlıklı eklemler, daha sağlıklı hücreler ve
tüm bunların sonucunda daha sağlıklı bir beden-zihin-ruh hali yaratıyor..
Nefesle ilgili tüm bu bilgileri ve daha çoğunu sevgili Duygu’dan öğrendim.( www.studyoprana.com
) . Kasım ortasında ablamla birlikte Duygu’nun büyük bir özenle ve heyecanla
hazırlandığı iki gün süren seminerine gittik. Kendim için yaptığım en güzel
hareketlerden biridir.
Dr. Judith Kravitz tarafından geliştirilen (başka bir yazıda
uzun uzun bahsedeceğim kendisinden) ve dünyada ilgiyle uygulanan nefes
tekniğini, nefes terapisti ve eğitmeni Duygu Keçecioğlu’nun hazırladığı
haftasonu seminerinde hayatıma soktum ve şimdiden faydasını görmeye başladım.
Seminerin yapıldığı otel bile içimi ısıtmaya yetti, o kadar
güzel ve özenliydi ki mekan ve sunumlar. Seminer çok etkili ve
faydalıydı; sağlık, mutluluk, bedensel ve zihinsel denge için bir çok öğrendiğim
, dolu dolu bir programdı. Cem Yılmaz’ın dalga geçtiği gibi “Evren”, Enerji” ,
“Sevgi içimizde” gibi lafların havada uçuşmadığı , anlatılan herşeyin altının
doldurulduğu harika iki gün geçirdim.
İki günlük seminer yoğun nefes seansları, meditasyonlar, yoga
dersleri, aromaterapi ile geçti. Seminerden bu yana, öncelikli olarak 100 nefes egzersizini ve
Tibet hareketlerini hergün uygulamaya başladım. Ne kadar yorgun olursam olayım,
nefes egzersizimi ve Tibet hareketlerini yapmadan tek bir gün geçirmiyorum
artık.
Madem nefes dedik, bugünkü şarkımız "Breathe" olsun o zaman. Pink Floyd kulakların pasını alsın :-)
Breathe, breathe in the air
Don't be afraid to care
Leave but don't leave me
Look around and choose your own ground
Long you live and high you fly
And smiles you'll give and tears you'll cry
And all you touch and all you see
Is all your life will ever be
Don't be afraid to care
Leave but don't leave me
Look around and choose your own ground
Long you live and high you fly
And smiles you'll give and tears you'll cry
And all you touch and all you see
Is all your life will ever be
Pek sevgili kayinvalidem bu nefes teknikleri ve tibet hareketlerini 10 senedir uyguluyor ve vallahi benden genc duruyor, sadece icten degil distan da ise yariyor bence :)
YanıtlaSilÇok sevindim bunu duyduğuma, ben de hayatıma soktum, artık yorgunluktan bitmiş olsam bile 100 nefes egzersizi ve Tibet hareketlerini yapmadan günü bitirmiyorum :-) Ve çok inanıyorum faydasına. Sevgiler :)
YanıtlaSil