2 Aralık 2013 Pazartesi

Yaşasın Nefes !

Uzun zamandır  - daha doğrusu kemoterapiler bittiğinden beri – kanser illetiyle bir daha uğraşmamak için kendimi nasıl daha sağlıklı kılabileceğimi araştırıyorum. Aslında hep bildiğimiz şeyler, sağlıklı – dengeli beslenme , kanserojenlerden uzak durmak, spor, ve daha pek çok şey. Gerçi gen mutasyonu söz konusuysa sağlıklı yaşamak için gösterilen özene ve dikkate ragmen kanserin gelmesi mümkün. Yine de tedbiri elden bırakmamak adına ve herşeyden önce mutluluğun birinci koşulu olarak sağlıklı olmak için sürekli okuyorum ve araştırıyorum artık. Bu arada öğrendiklerimden beni en çok cezbeden ve hayatıma çok katkısı olacağına inandığım transformal nefesten bahsedeyim size.


Transformal Nefes, oksijenin vücutta kesintisiz dolaşımını sağlayan çok etkili bir nefes tekniği. Hepimiz sürekli nefes alıyoruz tabi ve nefes almanın öğrenilecek bir şey olması fikri absürd gelebiliyor. Ancak çok azımız gerçekten derin nefes alıyoruz. Aslında bebekliğimizde derin ve doğru nefes alırken yaklaşık 3-4 yaşlarında çeşitli sebeplerle arada nefesimizi tutmaya başlıyoruz ,  her türlü uyarıda – aman düşersin , ay dikkat elin yanar, yaklaşma ocağa- gibi. Ve çocukluğumuzdan itibaren, bebekken sahip olduğumuz derin, bağlantılı nefes alma kabiliyetimizi kaybediyoruz. Evet,hepimiz nefes alıyoruz tabi. Ancak gerçek şu ki insanların %90'ı, nefes alma kapasitelerinin sadece %30'unu kullanıyor. Kısıtlı nefes alışkanlığı hücre sağlığı için gerekli oksijenin vücuda alınımını ve dolaşımını engelliyor. 


Nefes açılıp dengelendiğinde artan oksijen miktarıyla birlikte bağışıklık sistemi de yenileniyor ve güçleniyor. Doğru nefesle alınan yeterli oksijen daha fazla enerji, daha sağlıklı eklemler, daha sağlıklı hücreler ve tüm bunların sonucunda daha sağlıklı bir beden-zihin-ruh hali yaratıyor.. Nefesle ilgili tüm bu bilgileri ve daha çoğunu sevgili Duygu’dan öğrendim.( www.studyoprana.com ) . Kasım ortasında ablamla birlikte Duygu’nun büyük bir özenle ve heyecanla hazırlandığı iki gün süren seminerine gittik. Kendim için yaptığım en güzel hareketlerden biridir.
Dr. Judith Kravitz tarafından geliştirilen (başka bir yazıda uzun uzun bahsedeceğim kendisinden)  ve dünyada ilgiyle uygulanan nefes tekniğini, nefes terapisti ve eğitmeni Duygu Keçecioğlu’nun hazırladığı haftasonu seminerinde hayatıma soktum ve şimdiden faydasını görmeye başladım.
Seminerin yapıldığı otel bile içimi ısıtmaya yetti, o kadar güzel ve özenliydi ki mekan ve sunumlar. Seminer çok etkili ve faydalıydı; sağlık, mutluluk, bedensel ve zihinsel denge için bir çok öğrendiğim , dolu dolu bir programdı. Cem Yılmaz’ın dalga geçtiği gibi “Evren”, Enerji” , “Sevgi içimizde” gibi lafların havada uçuşmadığı , anlatılan herşeyin altının doldurulduğu harika iki gün geçirdim.



İki günlük seminer yoğun nefes seansları, meditasyonlar, yoga dersleri, aromaterapi ile geçti. Seminerden bu yana, öncelikli olarak 100 nefes egzersizini ve Tibet hareketlerini hergün uygulamaya başladım. Ne kadar yorgun olursam olayım, nefes egzersizimi ve Tibet hareketlerini yapmadan tek bir gün geçirmiyorum artık. 



Madem nefes dedik, bugünkü şarkımız "Breathe" olsun o zaman. Pink Floyd kulakların pasını alsın :-)

 
Breathe, breathe in the air
Don't be afraid to care
Leave but don't leave me
Look around and choose your own ground
Long you live and high you fly
And smiles you'll give and tears you'll cry
And all you touch and all you see
Is all your life will ever be




2 yorum:

  1. Pek sevgili kayinvalidem bu nefes teknikleri ve tibet hareketlerini 10 senedir uyguluyor ve vallahi benden genc duruyor, sadece icten degil distan da ise yariyor bence :)

    YanıtlaSil
  2. Çok sevindim bunu duyduğuma, ben de hayatıma soktum, artık yorgunluktan bitmiş olsam bile 100 nefes egzersizi ve Tibet hareketlerini yapmadan günü bitirmiyorum :-) Ve çok inanıyorum faydasına. Sevgiler :)

    YanıtlaSil